4 Mart 2012 Pazar

RTÜK Fuck'a Bastı

 Dün gün boyu dışarıda olduğum için bilgisayarı açıpta sosyal medyada neler oluyor diye bakma fırsatı bulamadım. Peki bu arada ne mi yaptım? Arkadaşlarla dışarı çıktık, kaybedilen bir idda sonucu bedava bir yemek bizleri bekliyordu. Önce dedik tatlı ile başlayalım. Biliyorum önce tatlı ile yemeğe başlanmaz ama bedava değil mi amk. sonra gene yeriz diye tatlıları aldık. Bir incir tatlısı geldi ki off o ne abi? Hele üzerideki o manda sütünden yapılma kaymak; sen nasıl birşeysin öyle yaa. Mükemmel bir tatlıydı. Mükemmeldi ama bir dakka ben bunları anlatmayacaktım ki ya. Hem size ne arkadaş ne yediğimden değil mi? Vedat Milor gibi ağzımı şapırdata şapırdata ne yediğimi anlatacak değilim burada... Neyse eve gelip bilgisayarı açtım ve RTÜK'ün Okan Bayülgen'e ceza verdiği haberini gördüm.
 Haberde Okan Bayülgen'in Muhabbet Kralı programında "go and fuck" dediği için ceza aldığı yazılmış. Bende bu durumdan rahatsız olan bir blogger olarak konuyu ele almak istedim. Ele almak istedim derken sapık düşüncelerinizi kendinize saklayıp olaya daha ciddi bakarsanız sevinirim...
 Günümüzde televizyon denen alet her kesimden insanın evine şuursuzca girmiş, beyinleri habersizce sömürmüş, kitleleri gönülsüzce yönlendirmiş yada bütün bunları yapma gücüne sahip olmuş bir kutudur. Neyse ki ben bu kutunun kölesi olmuş bir varlık değilim. Öyle dizi falan izlemem. Daha çok belgesel falan birde yabancı diziler tarzımdır. Benim olayım Discovery, Cnbc-e falan işte. Ama Aşkı Memnu'da Behlül'le Bihter arasındaki ensest ilişkiyi, Kurtlar Vadisindeki abilerin yıllardır yarattığı katliamı, Fatmagül'e daha ilk bölümden yapılan o tecavüzü (bir kişide değil dört kişi birden yüklendiler, çok hakkı yendi o kızın, yazık oldu ona), Hayat Devam Ediyor'da ailelerin para karşılığı sattığı küçük bedenleri, Muhteşem Yüzyıl'da beyinlere işlenen yalan ve sapkın geçmişi ve daha birçoğunu hafta içi saat 20:00'de ben bu kutuda gördüm. Ben, annem ve babam ele geçirilmiş bedenlerimizle bütün bunları izlerken 9 yaşındaki kardeşimde bütün bunlarla birlikte büyümeye devam ediyor.
 Şimdi merak ediyorum küçücük beyinleri etkilemek bu kadar meşrulaşmışken ve bunun için bütün koşullar elverişli hale getirilmişken 23:00'te yayınlanan Muhabbet Kralı programında fuck demek mi daha olumsuz bir davranış oluyor. Beyinlere habersizce işlenen düşünceler gelişi güzel kullanılmış kelimelerden daha mı masum?
 Benim olayı öğrendiğim dün gece geç saatlerden bu yana sosyal medyada bu konu fazlasıyla yer aldı. Benimde dikkat çekmeye çalıştığım bütün bu yanlış standart ve özgürlükçü fikirler anlatılmaya çalışılırken dahi çoğu kişi fuck kelimesi yerine s*k demeyi tercih etmemiş. Bak ben bile i harfi yerine yıldız işareti kullandım. Götüm yemedi herhalde. Aaa göt dedim iyi mi?...
 Evet televizyon denen alet insanları etkilemekte çok değerli bir güç, özellikle bizim insanımızı. Ve bu vasfı yüzündendir ki burada ki herşey denetlenebilmeli. Ama unutulmamalı ki bir insanı etkilerken kelimeler değil zihniyet fark yaratır. Ve denetlenmesi gerekende kelimeler değil zihniyettir aslında.


NOT: Bu yazının başlığı spor gazetelerinden esinlenerek yazılmıştır.