11 Ağustos 2012 Cumartesi

Haydi Türk Kızı Haydi

-Haydi kızım haydi bastır 
-Olacak olacak altın geliyor 
-LAN ZENCİ GELİYOR! 
-Haydii 
-Bastır
-ZENCİİİ!! 
-Allahım 
-Laaınn
-Lan öbür kızda geldi  
-Haydi 
-ZENCİ!
-Haydi
-Haydiii
-HEEEEAAAAAAAAYT 

 İşte böyle geçti dün akşam. 2012 Londra Olimpiyatları Kadınlar 1500 Metre Finalinde Aslı Çakır Alptekin ile Gamze Bulut altın ve gümüş madalyayı alarak ülkemize unutulmaz bir başarı kazandırdılar. Böyle uzun uzun, ballandıra ballandıra, tadını çıkara çıkara, hatta uzatıyorum diye bazılarından küfür yiye yiye yazmak istiyorum bu yazıyı. Çünkü belli mi olur belkide bir daha böyle büyük bir başarıyı görmek, yazmak, anlatmak nasip olmaz.
 Evet olimpiyatlar ülkemiz için hiçte iyi bir şekilde başlamadı. Badminton, yüzme, eskrim, atıcılık gibi zaten daha öncede varlık gösteremediğimiz sporlarda bir şey beklemiyorduk açıkçası. 
Yahu ama bu atıcılıkta başarılı olamamıza da anlam veremiyorum he! Hadi badminton falan neyse de atıcılıkta nasıl madalya alamayız lan? Biz değil miydik tahtadan tabanca yapıp ciuv ciuv oynayan, su tabancalarıyla mahallenin kızlarını ıslatan, boncuk tabancalarıyla apartmanın lambalarını patlatan. He biz değil miydik? Ama ben biliyorum hep o mantar tabanca yüzünden oldu bunlar. Yön duygumuzu kaybettirdi, hedefimizi şaşırtdı, havaya sıktırdı bu mantar tabanca. Neyse yıllar boyunca Naim Süleymanoğlu ve Halil Mutlu gibi iki efsane isimle domine ettiğimiz halterde sıfır çekmek fazlasıyla koymuşken birde ata sporumuz güreşte de istediğimiz sonuçları alamamak moralleri bir hayli bozmuştu. Oyunlar bu şekilde giderken önce Rıza Kayaalp'ten gelen bronz ardından Servet Tazegül'den gelen altın ve son olarak dün Nur Tatar'dan gelen gümüş madalya moralleri biraz düzeltti.
 Aldığımız bu güzel sonuçlar yüzleri biraz güldürmüşken, en azından sıfır çekme ihtimalini ortadan kaldırmışken dün öyle bir zafer kazanıldı ki Türk spor tarihinin tartışmasız en büyük başarısına imza atıldı. İtirazı olan Galatasaraylılar; tamam sakin olun, UEFA kupası da önemli bir başarı. Ama dün Aslı'nın ve Gamze'nin zaferi bir spor dalında, olabilecek en üst noktada, alınabilecek en büyük başarıdır. %80'inin spor yapmadığı Türk Kadının aslında ne kadar güçlü olduğunun olimpiyat onaylı kaydıdır. Bir spor dalında, olimpiyatlarda, hem birinci hem ikinci sırayı almak o başarının ne kadar tartışmasız kazanıldığının en büyük ispatıdır. Bayanlar 1500 metre dendiğinde akla Türk Kadının gelmesinin sebebidir. Onun için tekrar tekrar teşekkürler size kızlar. HEEEEAAAAAAAAYT  BE!
 İşte bu zafer bizi de dün kendimizden geçirdi. Üç tane kelli felli adam Afrika yerlileri gibi dans ettik resmen evin içinde. Kendimize geldiğimizde arkadaşlığımızı bitirme kararı aldık ve evi dağıttık ama olsun. Değdi. En başta "Önde gidiyoruz ama olmaz olum olmaz. Kazanamayız biz." diyen arkadaşım son metrelerde kafayı siyahi sporcuya takmıştı. Bilinç altına yerleştirdiği bir ezikliğin dışa vurumuydu herhalde, bilemiyorum. Ama bizim kızlar alayını geride bırakıp bizi de kendimizden geçirdi. 
 Kızlar inanılmaz bir başarıya imza attılar ama dün TRT spikeri abimiz Cüneyt Kıran'ın anlatımı da heyecanımızı ve sevincimizi bir kat daha arttırdı. O kadar heyecanlı, içten, yaşayarak anlattı ki yarış bittikten sonra Britanyalı yönetmenin yayına verdiği sırıkla atlama görüntülerini ancak 10 saniye anlatabildi. Sırıkla atlama görüntülerinin üzerine başladı bizim yarışın yorumunu yapmaya. Ama o unutulmayacak anlatımıyla önce kendisi sonra biz kendimizden geçtik.
 Abimiz kendini yarışa o kadar kaptırmış, kızlarımıza o kadar odaklanmıştı ki koşunun ortalarında yaşanan kaosta yere düşen sporcuyu da es geçti. "Asli iyi gidiyor, bu arada bir sporcu düstü. Neyse siktir et amk, hadi Asli." 
 Evet olimpiyatlar artık bitiyor. Kazandığımız madalyalar var. Hatta bunlara bayan basketbol takımımızın ve Nevin Yanıt'ın başarılarını da ekleyebiliriz. Ancak totalde gene vasatı aşamadığımız da bir gerçek. Ama daha geniş bir perspektiften totale bakacak olursak olimpiyat tarihi boyunca kazandığımız en büyük ödülü tartışmasız bu olimpiyatlarda Türk Kadının rüştünü kazanmasıyla elde ettik. Artık Türk Kadını rüştünü ispat etmiştir. Ülkemizde ne kadar az kadının spor yaptığını ve bu sayının her geçen gün artacağını düşünürsek erkekler olarak buna sevinmeli ama bir o kadarda düşünmeliyiz... Yada sadece sevinelim lan biz. Tembeliz çünkü biz hacı. Şimdi düşün, araştır, çözüm bul falan ooo o.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder